30 Kasım 2010 Salı

kılçıksız.

Dün polise telefon ettim
bir buzdolabı gibi geniş,
ütüsüz bir pantolon gibi telaşlı

Erkeklik öldü, dedim, Makbet öldürdü!
Mozart da senin yaşında iken ölmüştü, dedi

göt oldum,

E aklın kemiği yok!

...

Evvelsi gün üst komşuya telefon ettim
bir elektrik süpürgesi gibi meraklı,
kirli bir çorap gibi evhamlı

Sizde fazla Durkirk ruhu kaldı mı, dedim, Durkirk ruhu
gölgenin kanatları vardır, dedi. yalnızlık genleşinçe,
ruh süblimleşir

ve gözümün önünde peynir tozu gibi dağıldı
üstelik telefonda konuşuyoduk,

düşün

E, etin kemiği yok!

...

Dün değil ondan önceki gün Olympos'a telefon ettim
kovulmuş bir Tanrı gibi sahipsiz,
bir kısrak başı gibi dizginsiz

Bana bak Apollon!
saçlarını ağzımdan çek, dedim

Sus ulan gevşek!
Sizin kuşağınızı çok feci kandırdılar, dedi

E dilin kemiği yok!

...

Dün değil ondan sonraki gün köşedeki terziye telefon ettim
kesilmiş bir tırnak gibi sahipsiz;
gol yemiş bir kaleci gibi kifayetsiz

Af edersiniz, şu çığlıklarımı düğümleyip kalbime iğneler misiniz, dedim
Bütün dünya set üstü ocaktır, dedi.

Sonra mutfağa gitti.
ince belli bi paşa çayı koydu;
Oturduk,
karşılıklı içtik.

E terzi haklı,

Nefretin kemiği yok!

...

İki hafta önce dün,
evde tek başıma oturuyodum
Woody Allen, Nev York'tan telefon etti

Gittim,
telefonu açtım.

Sosyalizm diye bir şey yoktur, dedi hızlı hızlı

Sonra da telefonu suratıma kapattı!

e Woody baba haklı

Derrida'nın kemiği yok!




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder