30 Kasım 2010 Salı

Kaderin böylesine...

– Vakit tamam…
– E akşam diyordun?
– İşte öldü akşam…




  Tiyatro dünyası, elin 5 parmağını geçmez tiyatro feylezoflarından yekini daha, James Dean hızıyla kaybetti... Hem de arkasından, genç bir tiyatrocu'dan ölçülemiycek Richter'de, yürekler acısı bir nümayiş kopartarak... Bu durum, olmaz olası bir nispette sevindirici tabi…

  Veffakat, şu kıçı binbirdireğindenkırık dizilerde boygöstermeseydi şayet, normal şartlarda, kaç kişi tanırdı Onur Babayı?, diye sormadan da edemiyor insan…‘’Stüdyo Dırama’’ kumpanyasını kaç tiyatrosever bilirdi, şu çivisiniçıkarıp münasip biyerine dübürlediğim ülkesinde? ‘’Kültür ve Turizm Koltukluğu’’ ismini olsun duymuş mudur farzımisal? Toplasan 5000 kişiyi geçmeyecek seyirci yekûnundan gayrı, bu adamın yazarist-yönetmenliğini tanıyanınız var mı?


  Varsa ne alâ…


  İşte bu tarz kritik noktalarda, -tabi iş işten fütüristleşmeden- ütopik ve modernist bir Kültür Bakanı’nın yapması icabeden, elin 5 parmağını geçmez çaptaki, bu genç tiyatro feylezoflarına, -o da canları lütfederse şayet- ömrüboyu kafi gelicek miktarda devlet maaşı bağlamak ve daha da mühimi, ütopyalarını biteviye gerçekleştirebilecekleri, ultra-konformist bir tiyatro kapısı aralamaktır; vedahası, açılış kordelasını, göğüslerini gere gere, şşırrakk diye kesmektir.

  Yoksa daha çok James Dean'ler, yıldız misali kayıp gidecektir; şu köhneleşmeye yüz bulmuş Türk Tiyatrosu'ndan...  

   
  Gel gör ki, bu mangalyürekte ve sanattan böyle derinlemesine anlayan bir Kültür Bakanı nerde…Hani… Nerde… Vardı da biz mi görmedik!

  Varsa yoksa, semazen ayini düzenlesinler anasını satıyım!


  Asıl suç, Onur Baba'nın altındaki velespitin son sürat hız alması diil, her neviden gencecik aydınlarımızın mezarını inceden inceye kazan işte bu Rey Çarls’vari yaklaşımdır...

  Hala, elin 5 parmağından bir diğeri olan Berkun Oya’nın şahsına, bir tiyatro inşa etmeyen bir zihniyet mümkün mertebe yerin dibine girsin, girsin de çıkamasın inşallah! O adam da –Allah yazdıysa bozsun- yarın öbür gün hakkı rahmetine kavuşursa n'olucak?

  N'olucak ulan!

  Ölen ölür, kalan sağ’lar sizindir tabi…

  …

  İşte… Onur baba da böyle  ‘’Susurlukvari bir Papa suikastı’’na,
  göz göre göre,
  kurban gitmiştir.


  Bilgilerinize…
  , farz ve yazıklar olunur.

not: Nedim Saban'ı rahat bırakın...

  28 Kasım 2010, İstanbul


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder